Korona Virüs Pandemisi ve Ruh Sağlığı

Çin’in Wuhan bölgesinde başlayan ve yılbaşından bu yana tüm dünyaya yayılan Covid-19 Pandemisi nedeniyle olağandışı günlerden geçiyoruz. Bu küresel salgın, yoğun bir stres kaynağı olarak  her birimizin ailesini, işini ve yaşamını etkileyen, varlıklarını tehdit eden, sıkıntı verici niteliği olan bir travmadır. Bu örseleyici yaşam deneyimine bireyler, gruplar ve toplumlar sürecin farklı dönemlerinde farklı ruhsal tepkiler göstereceklerdir.Wuhan koronavirüsü veya Çin gribi gibi isimlerle de anılan Covid-19; havada ve yüzeylerde virüs içeren damlacıkların nefes ve temas yoluyla vücuda girmesi ile insandan insana...

Kadına Yönelik Her Tür Şiddet Suç Ve İnsan Hakları İhlalidir!

Kadına yönelik şiddet, günümüzün farklı sosyo-kültürel yapısı içinde 21 yy.’da bile kırılması en güç tabulardan biri olarak görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddeti; “fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir başkasına uygulanması sonucunda maruz kalan kişide yaralanma, ölüm ve psikolojik zarara yol açması ya da açma olasılığı bulunması” durumu olarak tanımlamaktadır. Şiddetin en yaygın görülen biçimi erkeğin kadına ve çocuğa karşı uyguladığı aile içi şiddettir.Kadına yönelik şiddet; Birleşmiş Milletler (BM) Genel Meclisi tarafından 1993 yılında kabul...

Cinsellik Ve Cinsel Sağlık

Doğum öncesi başlayıp bir yaşam dürtüsü olarak ömür boyu devam eden cinsellik, insan yaşamının doğal, normal ve olması gereken bir parçasıdır. İnsanların değerlerini, tutumlarını, davranışlarını, fiziksel görünümlerini, inanışlarını, duygularını ve kişiliklerini kapsar. İçinde yaşanılan toplumlara göre şekillenir, kültürel ve ahlaki faktörlerden etkilenir, üremeyi, cinsel zevk almayı ve zevk vermeyi içerir.Cinsel dürtülerimiz doğuştan var olmakla birlikte, cinselliğe ilişkin düşüncelerimizi ve tutumumuzu, içinde yaşadığımız toplumun değer yargıları ve kişisel yaşantılarımız belirler. Cinsel davranışlarımız da bu temel üzerinde öğrenerek gelişir. Bu nedenle insanlar, cinsel dürtü,...

Kurban Kesimine Şahit Olan Çocuk…

Dini bayramlar; bilindiği gibi hoşgörü, ihtiyacı olana yardım etme, küs olanların barışması, huzur, neşe vb. temaları içerir. Kurban Bayramı da hoşgörünün, kendinden kötü durumda olana yardım etmenin, birlik ve beraberlik atmosferinin en yoğun yaşandığı bayramlardandır. Bu davranışları büyüme çağındaki çocuklar görerek öğrenir ve içselleştirir. Bununla birlikte Kurban Bayramı’nın en önemli parçası olan “kurban kesme”, çocuk için o günü büyülü bir bayramdan travmaya çevirebilir. Özellikle Soyut İşlem Dönemi’ne geçmemiş çocuklarda bu durum sıkça karşımıza çıkmaktadır.Yaşla birlikte çocuğun dünya ile bilgilerinde bazı...

Evlilik & Boşanma

Toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen aile birliğinin, insan yaşamında vazgeçilmez bir önemi vardır. Bireyin yaşamdan doyum alması, fonksiyonlarını etkili bir şekilde yerine getirmesi ve yaşadığı topluma uyumlu bir kişi olarak hizmet etmesi, öncelikle evlilik birliği içinde sağlanır. Evlilik; karmaşık, sürekli değişen ve iki kişinin daha önce hiç karşılaşmadıkları sorunları beraberce çözmek zorunda oldukları bir ilişkiler sistemidir.  Bu sistem sadece cinsel birliktelikten ibaret olmamasına karşın evlenen insanlardan cinsel olarak birbirlerini tamamlamaları beklenir.Evliliğin emek isteyen bir ilişki olduğu herkes tarafından...

Sınav Zamanı

Hemen hemen tüm öğrenciler ve aileler sınava ait hiç bir kaygı yaşamak istemezler. Peki kaygı her zaman gerçekten sağlıksız mıdır?İsmi, zamanı, içeriği değişse de üniversite sınavının gençlerin geleceğini belirlediği doğrudur fakat bunun adeta 'olmak ya da olmamak' meselesi şeklinde algılanması, sıkıntılara neden olur. Sınav kaygısı, sınavın en büyük parçasıdır ve bir yere kadar kişiyi motive eder. Her öğrenci kaygı duymalı ve bunun sınava pozitif yansımasını sağlamalıdır. Yani yapıcı ve yıkıcı kaygı birbirinden ayrılmalıdır. Eğer kaygı, kişinin dikkatini bozuyorsa, öğrenilen bilginin...

Çocuk Cinsel İstismarı ve Pedofili

Ülkemizin de taraf olduğu ‘Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi’ne göre, 18 yaşını doldurmamış olan herkes çocuktur. Çocukların yetişkinlerden farklı fizyolojik, psikolojik, fiziksel ve davranışsal özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği, bakımlarının bir toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği belirtilmektedir.Genel uluslararası ölçekteki belgelere ve Çocuk Koruma Kanununa göre 18 yaşını doldurmayan kişiler, bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimini tamamlamamış, çocuk doğurma sorumluluğu taşımaya hazır olmayan, ihmal veya istismara açık bireyler sayılmakta ve bu bireyler...